İzmir Bayraklı Şehir Hastanesi sağlıkta şiddeti artırıyor

Sessiz sakin faaliyete geçen ve geçen ay Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımıyla bir kez daha açılışı İzmir Bayraklı Şehir Hastanesi’ndeki sorunlar katlanarak devam ederken kentteki diğer hastaneler de işlevsiz hale geldi. Konu hakkında kentteki sağlık örgütleri tarafından kurulan İzmir Sağlık Platformu adına açıklamalarda bulunan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İzmir şube Yönetim Kurulu Üyesi Hava Akcan, şehir hastanesinin “kervan yolda düzülür” yaklaşımı ile seçim yatırımı olarak aniden açıldığına dikkat çekerek, “Kadrosu ve altyapısı ile oturmuş etkili hastanelerin, öğretim üyeleri, uzmanları ve asistanları şehir hastanesinde görevlendirildi. Planlamaların yapılmadan, hastanenin aniden açılması, sağlık hizmetlerinde ciddi aksamalara yol açmış ve açacaktır. Kaldı ki inşaat firması tarafından şehir hastanesinin tıbbi ve tıbbi olmayan tüm donanımı hazır sağlanmış olması gerekirken eski hastanelerin tıbbi ve tıbbi olmayan pek çok donanımı buraya taşınmış ve adeta bu hastaneler donanımsız  bırakılmıştır” diye konuştu.

“VAR OLAN HASTANELER ÇÖKTÜ”

Ülkedeki hastanelerde personel yetersizliğine dikkat çeken Akcan, “Bazı hastanelerden de yekün miktarda öğretim üyesi, hekim ve asistan ile sağlık çalışanlarının şehir hastanesine görevlendirilmesi bu hastanelerin tamamen çökmesine buralarda sağlık hizmetinin verilmesinde ciddi sorunlarla karşılaşılmasına yol açmıştır. Bu konu bu hastanelerde çalışmakta olan personelin, maddi, manevi, mesleki ve moral olarak ağır koşullar altında kalmasına ve tükenmelerine yol açan bir durumdur. İlkelerine uygun görevlendirmeler yapılmadığı ve geçici görevlendirme süreçlerinde hangi kriterlerin geçerli olduğu da bilinmemektedir ve yasal mevzuata uygun olmayan birçok görevlendirme ve geri görevlendirmeler adeta birer eziyet ve halini almıştır” dedi.

“SAĞLIKTA ŞİDDETTİ ARTIRIYOR”

Kentteki diğer hastanelerin de işlevsiz kalması sonrası hasta mağduriyetine yol açtığına dikkat çeken Akcan, "İnşaat firması olabildiğince az eleman ile olabildiğince çok iş yapılmasını sağlamaya çalışarak kâr amacı güttüğü için, tıbbi hizmetlere ek olarak verilmesi gereken her türlü destek hizmet yapılamamakta ve tıbbi hizmetler buna bağlı olarak gecikmekte ve yapılamamaktadır. Bu durum özellikle nöbetlerde ve ameliyathanede görülmektedir. Bu her şeyden önce hasta mağduriyetine yol açacak sorunlara sebep olmaktadır. Hasta yakınlarının da tepkisi ve hatta sağlıkta şiddetin artmasına yol açacak bir uygulama biçimidir. Bunun değiştirilmesi ve yeterli, eğitimli ve sabit sağlık personeli ile ünitelerin kendi iç yönetimleri ile hizmetlerini düzenlemeleri sağlanmalıdır” ifadelerini kullandı.

Sağlık çalışanlarının günlük yaşam kolaylıklarını sağlayacak tedbirler alınmadığı, yemek mekanları, besine hızlı ulaşım ve yemek kaliteleri ve yeterlilikleri göz önüne alınmadığını aktaran SES yöneticisi, hastaneye ulaşım konusunda da yaşanan sorunları hatırlattı. 

KAYNAK: SORUNLARIN TEK SEBEBİ SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM PROGRAMI

Acil servislerde, eğitim, araştırma ve üniversite hastanelerinde yaşanan sorunların sağlıkta dönüşüm programından kaynaklandığını belirten İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, “21 yıldır uygulanmakta olan sağlıkta dönüşüm programı var. Bunun 4 özelliği bakacak olursak, hekim, hemşire ve tüm sağlık çalışanlarının itibarsızlaştırılmasıdır. Hastaların müşterileştirilmesi ikinci özelliğidir. Tüm sağlık sorunlarını üçüncü basamakta çözme iddiasıdır ve üçüncü basamaklar eğitim, araştırma ve üniversite hastaneleri kışkırtılmış hasta profiline dönüşmüş durumdadır. İster kamu kurumu ister özel olsun tüm kurumların kendi yağı ile kavrulmasına bırakılan, kamu desteğinin sınırlı verildiği özel işletme haline sokulmasıdır. Sağlıkta yaşanan sorunlar sağlıkta dönüşüm programının sonucudur. Bütün sorunları üçüncü basamakta çözmek iddiası birinci basamağın çökmesine neden olmuştur. Bütün sorunlar 3. basamakta çözülememiştir. 1.2 milyar TL civarında hasta sağlık sistemi ile temas ediyor. Türkiye’de her ay Türkiye nüfusu kadar insan sağlık sistemi ile temas etmektedir. 3. Basamakta MHRS tıkanmıştır. Eskiden hastane önünde kuyruklar görünüyordu ama şimdi binlerce insan elektronik sistemde sırada bekliyor ve hatta randevu bulamıyor. Bunun sonucun acil servisler tıkanmıştır. Acil servisler geçen yıl 130 milyon hasta kabul etmiştir. Bu oran Türkiye nüfusnun yüzde 150’den fazladır. Türkiye acil servislerde nüfusa göre en fazla hasta bakan ülkedir. Toplam hasta sayısının yüzde 15’i acil servislerde bakılmaktadır. Birçok acil serviste hekimler sağlık çalışanları tükenmiş durumdadır. Şiddetinde en yoğun olduğu alanlar acil servisler olarak karşımıza çıkmaktadır” şeklinde konuştu.

“SAĞLIK SİSTEMİ HEKİMLERİN FEDAKARLIĞI İLE YÜRÜTÜLÜYOR”

Dokuz Eylül Üniversite(DEÜ) Hastanesi Acil Anabilim Dalında yaşanan istifalara değinen Prof. Dr. Kaynak, “DEÜ, Acil Servislerle ilgili beyanlardan bulunmuştur ve ‘hekimlerin vicdanı ile bu sorunun çözümleneceğini’ belirtmiştir. Sağlık çalışanlarının vicdanı ve fedakarlığı ile sistem yürütülmektedir ve yürütülmeye çalışılmaktadır. DEÜ hastanesinde acil servisinde 18-19 öğretim üyesinin ayrıldığını öğrenmiş bulunmaktayız. DEÜ Hastanesi dekanlıktan yapılan açıklamada 13 kişinin ayrıldığını belirtti. Ayrılma nedeni ise feragat nedeniyle olduğunu ifade etmişlerdir. Ancak burada 13 rakamının, 19 dan daha az bir sayı olması, sorunun olmadığı anlamına gelmeyecektir. Ayrılma gerekçesi olarak ‘feragat’ kavramının neyi karşıladığı da burada oldukça tartışmalıdır. Bu yaşananlar DEÜ Hastanesi için üzücü bir durumdur” ifadelerini kullandı.